Dolandırıcılık suçu ve cezası, TCK 157 ve TCK 158 kapsamında yer alan ve toplumların tarih boyunca karşılaştığı en eski sorunlardan biridir. Bu suç, bir kimsenin hileli davranışlarla başka bir kişinin malvarlığına zarar vererek kendisine veya başkasına haksız yarar sağlamasıdır. Dolandırıcılık suçu, hem mağdurun malvarlığına hem de irade özgürlüğüne yönelik bir tehdit oluşturur. Failin, mağdurun iradesini yanıltmak için gerçekleştirdiği aldatıcı eylemler, suçun temel yapısını oluşturur. Bu nedenle, hileli davranışlarla haksız kazanç sağlamayı amaçlayan dolandırıcılık suçu, TCK’da ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmiştir.
Dolandırıcılık suçunun cezalandırılmasında temel olarak failin eylemlerinin niteliği ve mağdur üzerindeki etkileri dikkate alınır. Suçun ağırlaştırılmış halleri ve mağdura sağlanan zararın boyutuna göre cezalar artırılabilmektedir. TCK 157 ve TCK 158 maddeleri, bu suçu işleyen failler için çeşitli yaptırımlar öngörmektedir.
Dolandırıcılık suçu, toplum düzenini ve ekonomik güveni sarsan önemli suçlardan biridir. Bu suç, bir kimsenin hileli davranışlarla başkalarının iyi niyetini suiistimal ederek onların malvarlığında bir değişiklik yapmasına neden olmasıyla oluşur. Dolandırıcılık suçunda, mağdurun iradesinin hileli davranışlarla etkilenmesi, suçu ayırt eden en önemli unsurdur. Suçun işlenmesi sırasında fail, mağdurun doğru karar verme yeteneğini yanıltarak haksız kazanç elde etmeye çalışır.
Ekonomik sorunların yoğun olduğu toplumlarda dolandırıcılık suçuna daha sık rastlanır. Özellikle işsizlik, eğitim düzeyi ve ekonomik karmaşalar, insanları dolandırıcılık gibi suçlara yönlendirebilmektedir. Dolandırıcılık suçu, TCK’da düzenlenmiş olup hileli eylemlerle haksız kazanç sağlama amacını güden tüm davranışları kapsamaktadır.
Dolandırıcılık suçunu oluşturan belirli unsurlar bulunmaktadır. Bu unsurlar, failin hileli eylemlerle mağdurun iradesini kırma ve onu aldatmaya yönelik davranışlarını kapsar. Dolandırıcılık suçunda, hileli hareketler mağdurun malvarlığına zarar vermeye yönelik olup suçun meydana gelmesi için mağdurun bu hareketlerden etkilenmiş olması gerekmektedir. Hileli davranışlar, mağduru yanılgıya düşürmeli ve bu yanılgı sonucunda mağdurun malvarlığında bir azalma veya başka bir zararın oluşması sağlanmalıdır.
Bu suçta, failin niyeti de önemli bir unsur olarak öne çıkar. Fail, mağduru aldatmayı amaçlar ve onun zararına bir kazanç elde etmeye çalışır. Dolandırıcılık suçu, basit veya nitelikli dolandırıcılık olarak ikiye ayrılabilir. Suçun nitelikli halleri, mağdura yönelik daha ağır hileli eylemleri kapsar ve bu durumda daha yüksek cezalar uygulanabilir.
Dolandırıcılık suçunun cezaları, TCK 157 ve TCK 158 maddeleri uyarınca belirlenmiştir. Bu maddelere göre, dolandırıcılık suçu işleyen kişiler için hapis cezaları ve adli para cezaları öngörülmüştür. Basit dolandırıcılık suçunda, fail 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilirken, nitelikli dolandırıcılık suçlarında bu ceza 10 yıla kadar çıkabilmektedir. Nitelikli dolandırıcılık suçu, failin daha karmaşık ve ağır hileli davranışlarla mağduru zarara uğrattığı durumlarda ortaya çıkar.
Nitelikli dolandırıcılık suçu, özellikle bir kamu kurumu veya kamu hizmeti sunan bir kişiye karşı işlenmişse veya mağdurun daha ağır bir şekilde aldatılması söz konusuysa ağırlaştırılmış yaptırımlar söz konusudur. Cezaların belirlenmesinde mağdurun zararının boyutu, failin suç geçmişi ve suçun işleniş şekli dikkate alınır.
Dolandırıcılık suçunun mağduru, hileli eylemlerden zarar gördüğünde, suçu yetkili mercilere bildirebilir. Suçun takibi, mağdurun şikayetine bağlıdır. Bu durumda, mağdur, savcılığa suç duyurusunda bulunarak dolandırıcılık suçundan zarar gördüğünü beyan edebilir. Bu süreçte bir ceza avukatı ile çalışmak, dava sürecinin daha etkin yürütülmesine katkı sağlayabilir. Savcılık, suçun incelenmesi ve delillerin toplanması amacıyla soruşturma başlatır ve gerekli gördüğünde davayı açar. Dolandırıcılık suçu davalarında, mahkemeler mağdurun zarara uğratıldığını ve failin hileli davranışlarının mağdurun iradesini etkilediğini belirlemeye çalışır.
Dava sürecinde, suçun oluşumuna ilişkin kanıtların sağlanması önemlidir. Bursa Ceza avukatı, mağdur adına kanıt toplama ve mahkemeye sunma konusunda destek sağlayarak, suçun unsurlarının doğru biçimde incelenmesine yardımcı olur. Mahkemeler, delilleri değerlendirerek dolandırıcılık suçunun unsurlarının mevcut olup olmadığını araştırır. Mağdurun hileli davranışlardan etkilendiği ve bu nedenle malvarlığında bir kaybın meydana geldiği tespit edilirse, mahkeme failin cezalandırılmasına karar verir.
Madde 157 – (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Nitelikli Dolandırıcılık
Madde 158 –
(1) Dolandırıcılık suçunun;
işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan veya onların nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Daha Az Cezayı Gerektiren Hal
Madde 159 – (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
Dolandırıcılık suçu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. maddesinde yer alan, sanık hakkında verilen cezanın belirli koşullarda açıklanmayarak sanığa bir denetim süresi tanınmasıdır. Bu kararla, sanığın suç işlememesi halinde verilen ceza hukuki bir sonuç doğurmaz. Dolandırıcılık suçu ile ilgili HAGB kararlarının uygulanabilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması gibi belirli şartlar aranmaktadır.
HAGB’nin dolandırıcılık suçunda uygulanabilmesi için, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışlarının mahkeme tarafından değerlendirilerek, yeniden suç işleme ihtimalinin düşük olduğuna kanaat getirilmesi gerekir. Ayrıca, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın iade, tazmin veya suçtan önceki haline getirilmesi şartı da aranır. Bu unsurlar sağlanmadığında HAGB kararı verilemez.
Dolandırıcılık suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilebilmesi için bazı yasal koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu koşullardan ilki, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olmasıdır. Bu durum, sanığın yeniden suç işlemeye yatkın olmadığını gösteren bir şart olarak değerlendirilir.
İkinci olarak, mahkeme sanığın duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak, yeniden suç işleme ihtimalinin düşük olduğuna kanaat getirmelidir. Mahkeme, sanığın kişilik özelliklerini ve suç işleme eğilimlerini inceleyerek bu konuda bir karar verir.
Üçüncü olarak, mağdurun veya kamunun uğradığı zarar tamamen giderilmelidir. Bu zarar, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle giderilmelidir. Sanık, HAGB’yi kabul etmediği takdirde, mahkeme bu kararı veremez.
Sanığa yüklenen suç nedeniyle yapılan yargılama sonucunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası ise, mahkeme HAGB kararı verebilir. HAGB, kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eder. Dolandırıcılık suçu gibi cezanın iki yıl veya daha az olduğu durumlarda, sanığın şartları yerine getirmesi halinde cezanın açıklanması geri bırakılabilir.
Bu karar verildiğinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda, sanık hakkında HAGB kararı tekrar uygulanamaz.
Dolandırıcılık suçunda HAGB kararı verilmesi için ceza miktarının önemi büyüktür. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, 2 yıl veya daha az ceza alan sanıklar için HAGB kararı uygulanabilir. Bu nedenle, dolandırıcılık suçunda hükmedilen hapis cezalarının süre koşulunu sağlaması halinde, mahkeme sanık hakkında HAGB kararı verebilir.
Bu süreçte, suçun kasten veya taksirle işlenmiş olması önemli değildir; esas olan verilen ceza süresidir. Mahkeme, dolandırıcılık suçunun niteliğine ve sanığın geçmişine göre HAGB kararını değerlendirebilir.
Dolandırıcılık suçunun basit veya nitelikli olmasına göre görevli mahkeme değişiklik göstermektedir. Basit dolandırıcılık suçu, asliye ceza mahkemesi tarafından yargılanırken; nitelikli dolandırıcılık suçunda görevli mahkeme, suçun işlendiği yerin ağır ceza mahkemesi olmaktadır.
Basit dolandırıcılık suçu, daha hafif hileli davranışlarla gerçekleştirilen eylemleri kapsarken; nitelikli dolandırıcılık, kamu kurumları veya bilişim sistemleri gibi alanlarda hileli eylemlerin kullanıldığı suçları içerir.
Dolandırıcılık suçu ile karşı karşıya kalan mağdurlar, şikayetlerini Cumhuriyet Başsavcılığı’na, polis karakoluna veya jandarma karakoluna bildirebilir. Şikayet üzerine, ilgili merciler suçun araştırılması ve delillerin toplanması için soruşturma başlatır.
Şikayet başvurusu yapılırken, olayın ayrıntılı olarak anlatılması ve varsa delillerin sunulması önemlidir. Bu süreçte, delillerin sağlanması ve mağdurun zararının tespit edilmesi sürecin etkinliğini artırır.
Nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, TCK’ya göre 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır. Nitelikli dolandırıcılık suçu, hileli eylemlerle yapılan dolandırıcılık fiillerine kıyasla daha ağır yaptırımlar gerektirir. Suçun niteliğine göre mahkeme, cezayı belirlerken failin suç geçmişi ve mağdura verdiği zararın boyutunu dikkate alır.
Bu cezalar, hileli davranışların ağırlığına ve suçun işleniş şekline göre farklılık gösterebilir. Özellikle kamu kurumlarının zararına işlenen nitelikli dolandırıcılık suçlarında cezalar daha ağır olur.
Dolandırıcılık suçunda, hapis cezası şartları oluştuğunda adli para cezasına çevrilebilir. Bu, mahkemenin cezanın miktarına ve suçun işleniş şekline göre karar verebileceği bir alternatiftir. Dolandırıcılık suçu para cezasına çevrilirken, suçtan elde edilen menfaatin ve mağdurun zararının durumu göz önünde bulundurulur.
Mahkeme, failin suçun işlenişine katkısını ve mağdur üzerindeki etkilerini değerlendirerek, dolandırıcılık suçunda verilen hapis cezasını adli para cezasına dönüştürebilir.